İmalat Sanayi Alarm Veriyor: Kapasite Kullanımı Son 5 Yılın Dibinde

Türkiye imalat sanayinde kapasite kullanım oranları, Temmuz 2025 itibarıyla endişe verici bir tablo çiziyor. Kapasite kullanım oranları son 5 yılın en düşük seviyelerine gerilerken, reel kesimde yatırım iştahının da belirgin şekilde azaldığı gözlemleniyor. Bu durum, ekonomideki genel gidişat ve geleceğe yönelik beklentiler açısından önemli sinyaller veriyor.
İmalat Sanayi Kapasite Kullanım Oranları Düşüşte
Merkez Bankası’nın yayımladığı son verilere göre, Temmuz 2025’te imalat sanayi kapasite kullanım oranı (mevsim etkilerinden arındırılmış) yüzde 74,1 olarak gerçekleşti. Bu oran, bir önceki aya göre 0,3 puanlık bir düşüşü ifade ederken, Ağustos 2020’den bu yana görülen en düşük seviye olarak kayıtlara geçti. Ağustos 2020’de bu oran yüzde 73 seviyesindeydi.
Arındırılmamış verilere bakıldığında ise sektörler arasında belirgin farklılıklar göze çarpıyor. En yüksek kapasite kullanımı yüzde 85,2 ile tütün sektöründe görülürken, en düşük kapasite kullanımı ise yüzde 65,7 ile makine ve ekipman sektöründe gerçekleşti. Makine ve ekipman imalatındaki bu düşük oran, pandemi dönemi olan Temmuz 2020’deki yüzde 64,1’lik düzeyden sonraki en düşük seviye olarak dikkat çekiyor.
Yatırım Mallarında Durum Daha da Kötü
Mal grupları özelinde incelendiğinde, yatırım malları imalatında kapasite kullanım oranı Temmuz ayında yüzde 71,1’e kadar geriledi. Bu oran, Temmuz 2021’deki yüzde 70,2’lik düzeyden sonraki en düşük kapasite kullanımına işaret ediyor. Yatırım mallarındaki bu düşüş, reel kesimdeki yatırım iştahının azaldığını ve geleceğe yönelik belirsizliklerin arttığını gösteriyor.
Reel Kesimde “Bekle Gör” Pozisyonu Hakim
İmalat kapasitelerindeki bu düşüş, Merkez Bankası’nın iktisadi yönelim istatistikleri ve reel kesim güven endeksi anket sonuçlarıyla da örtüşüyor. “Temmuz 2025 itibarıyla geçen 12 aylık döneme kıyasla gelecek 12 aylık dönemde sabit sermaye yatırımı artacak” diyenlerin oranı son beş yılın en düşük seviyelerinde seyrediyor. Geçmiş 12 aya kıyasla, gelecek 12 ayda, sabit sermaye yatırım harcamasında artış bekleyenlerin oranı yüzde 20,1 oldu. Bu oran geçen mayıs ayındaki yüzde 19,8’lik seviyenin ardından Eylül 2020’den (yüzde 18,4) beri en düşük düzey olarak kaydedildi.
Yatırımlarda artış bekleyenlerin oranı geçen ay da yüzde 20,2 ile yine son beş yılın en düşük seviyelerindeydi. Temmuzda yatırımlarda azalış bekleyenlerin oranı da 1 puan düşerek yüzde 14,1’e geriledi. “Yatırımlar sabit kalacak” diyenler ise yüzde 65,8 ile Şubat 2020’den (yüzde 65,9) bu yana en yüksek seviyeye çıktı. Bu durum, reel sektörde ağırlıklı olarak “bekle gör” pozisyonunun hakim olduğunu gösteriyor.
Reel Kesim Faiz İndirimine Daha Sıcak Bakıyor
Temmuz ayında mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi, bir önceki aya göre 0,5 puan artarak 98,9 seviyesine yükseldi. Gelecek 3 aylık dönemde TL kredi faiz oranlarında artış bekleyenlerin oranı temmuzda 5,7 puan azaldı ve yüzde 9,7’ye düştü. Faizlerde düşüş bekleyenlerin oranı 10,5 puan artarak yüzde 38,6’ya çıktı. Mart ayında faizde düşüş bekleyenlerin oranı yüzde 53,8’e kadar yükselmişti.
MAKFED Başkanı Dalgakıran’dan Rekabet Gücü Uyarısı
Makine ve ekipman sektörünün en düşük kapasite düzeyine inmesini değerlendiren Türkiye Makine Federasyonu (MAKFED) Başkanı Adnan Dalgakıran, “Bu sefer geçmişteki durumlara benzemiyor. Türkiye, dünya rekabet gücü endeksinde aşağı düştü. Uzak Doğu, Çin rekabet gücünü yukarı taşırken, biz aşağı indik. Beş yıl önceki durumdan daha kötü olduğumuz konu rekabet gücümüzün düşmesi” dedi. Dalgakıran, yatırım beklentilerindeki zayıflığa ilişkin ise, “Bu rekabet gücü ile sanayici rekabet edemeyeceğini görüyor. Çoğu üretici bu rekabet gücü verilerini bilmediği için bekleme pozisyonunda. Enflasyonun düşmesi için acı reçetenin faturası sanayiciye kesiliyor. Yatırım düşünmek ihracatçı firmalar için çok normal değil” diye konuştu. Bu açıklama, sektördeki endişeleri ve gelecek projeksiyonlarını net bir şekilde ortaya koyuyor.
Sonuç ve Gelecek Beklentileri
İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranlarındaki düşüş ve reel kesimdeki yatırım iştahsızlığı, Türkiye ekonomisi için önemli bir uyarı sinyali olarak değerlendirilebilir. Rekabet gücünün azalması, enflasyonla mücadeledeki zorluklar ve küresel belirsizlikler, yatırımcıların “bekle gör” pozisyonuna geçmesine neden oluyor. Gelecek dönemde ekonomik göstergelerdeki iyileşme ve güven ortamının yeniden tesis edilmesi, sanayi sektörünün canlanması için kritik önem taşıyor.