Türkiye’de Yüksek Teknoloji Üretimi Rekor Kırdı: AR-GE ve Tasarım Merkezleri Etkisi

Default post image

Türkiye, sanayi üretimini sürdürülebilir ve katma değerli hale getirme hedefiyle kritik sektörlere yaptığı yatırımların meyvesini topluyor. Ülke, tüm zamanların en yüksek “yüksek teknoloji üretimi” rekorunu kırarak önemli bir başarıya imza attı. Bu başarının arkasında yatan en önemli faktörlerden biri ise AR-GE, tasarım ve teknoloji merkezlerinin sayısındaki artış oldu.

Yüksek Teknoloji Üretiminde Rekor Artış

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın verilerine göre, “Türkiye Yüzyılı” hedefleri doğrultusunda yürütülen Milli Teknoloji Hamlesi, sanayi ve üretim altyapısını yüksek teknoloji ve katma değer ekseninde güçlendirmeye devam ediyor. Bu çalışmaların sonucunda, teknoloji ürünlerinin üretiminde endeks bazında yılın ilk altı ayında rekor seviyelere ulaşıldı. Haziran ayında Türkiye’nin yüksek teknolojili ürünlerin imalatındaki artış yüzde 88,2 ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı. Bu çarpıcı artış, Türkiye’nin yüksek teknoloji alanındaki potansiyelini ve kararlılığını açıkça ortaya koyuyor.

Bu başarıda, AR-GE, tasarım ve teknoloji geliştirme bölgelerine yapılan yatırımların büyük bir etkisi bulunuyor. Söz konusu merkezler, inovasyonun ve teknolojik gelişimin merkezi haline gelerek ülkenin rekabet gücünü artırıyor.

AR-GE Merkezleri: İnovasyonun Kalbi

Türkiye’de Temmuz ayı itibarıyla faaliyette olan AR-GE merkezi sayısı 1360’a yükseldi. Bu merkezler, 58 şehirde faaliyet gösteriyor ve en fazla AR-GE merkezine sahip iller sırasıyla İstanbul (432), Ankara (155), Kocaeli (140), Bursa (138) ve İzmir (105) olarak sıralanıyor. Bu dağılım, AR-GE faaliyetlerinin ülke genelinde yaygınlaştığını ve farklı şehirlerde inovasyon ekosistemlerinin oluştuğunu gösteriyor.

AR-GE merkezleri, otomotivden enerjiye, sağlıktan bankacılığa, iklimlendirmeden mobilyaya, havacılıktan denizciliğe, ambalajdan kozmetiğe kadar 46 farklı sektöre yayılmış durumda. Özellikle makine ve teçhizat imalatı, otomotiv yan sanayisi, yazılım, bilgisayar iletişim teknolojileri ve elektrik elektronik sektörleri öne çıkıyor. Bu merkezlerde destek personeli dahil olmak üzere 89 bin 53 kişi görev yapıyor.

Ülke genelindeki AR-GE merkezlerinde yaklaşık 75 bin proje tamamlanırken 14 binden fazla proje devam ediyor. Bu merkezlerin 16 bin 335 patenti tescil edildi ve 29 bin 308’i başvuru aşamasında bulunuyor. AR-GE merkezi olan yabancı ortaklı firma sayısı ise 249’a ulaştı. Bu rakamlar, Türkiye’nin AR-GE alanındaki potansiyelini ve uluslararası işbirliklerine açık olduğunu gösteriyor.

Teknoloji Geliştirme Bölgeleri (TGB): Girişimciliğin ve Büyümenin Motoru

Türkiye’de 110 alan teknoloji geliştirme bölgesi (TGB) olarak ilan edildi ve bu TGB’lerin 91’i aktif olarak faaliyetini sürdürüyor. Yıl sonuna kadar 4 alanın daha TGB olarak ilanı bekleniyor. Bu bölgeler, özellikle teknoloji tabanlı girişimlerin gelişmesi ve büyümesi için önemli bir zemin oluşturuyor.

Bu tesislerde yer alan firma sayısı 11 bin 858’e, istihdam edilenlerin sayısı ise 123 bin 554’e ulaştı. TGB’lerde tamamlanan ve devam eden proje sayısı 84 bin 419 oldu. Patent tescil sayısı 2 bin 180 ve patent başvuru sayısı ise yaklaşık 5 bin olarak belirlendi.

Söz konusu bölgelerde yabancı ortaklı firma sayısı 515, kuluçka firma sayısı ise 3 bin 260 olarak kayıtlara geçti. Bu da TGB’lerin uluslararası yatırımcılar ve yeni girişimler için cazip bir ortam sunduğunu gösteriyor.

Söz konusu bölgelerin toplam satışı 1 trilyon lirayı, ihracatı da 14,6 milyar doları buldu. Ayrıca, 600’den fazla faydalı model ve 500’e yakın endüstriyel tasarım da TGB ürünü olarak tescil edildi. Bu rakamlar, TGB’lerin ülke ekonomisine olan katkısını somut olarak ortaya koyuyor.

Tasarım Merkezleri: Estetik ve Fonksiyonelliğin Buluşma Noktası

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca verilen son tasarım merkezi belgeleriyle faaliyette olan merkez sayısı 339’a ulaştı. Bu dönemde tasarım merkezleri ülke genelinde 29 kente yayıldı. Tasarım merkezleri, ürünlerin sadece işlevsel değil, aynı zamanda estetik açıdan da çekici olmasını sağlayarak rekabet avantajı yaratıyor.

Faaliyetteki 339 merkezde 8 binden fazla personel görev alırken 15 binin üzerinde projenin tamamlanması sağlandı. Bu merkezlere ait patentlerin 342’si tescil edildi, 618’i ise başvuru aşamasında yer alıyor. Söz konusu merkezlerde 42 yabancı ortaklı firma faaliyette bulunuyor.

Tasarım merkezlerindeki 32 sektör içinde dağılım en fazla işletme tekstil, mühendislik-mimarlık, imalat sanayisi, otomotiv yan sanayi ile medya ve iletişimde yoğunlaştı. Bu dağılım, tasarımın farklı sektörlerdeki önemini ve yaygınlığını gösteriyor.

Sonuç: Sürdürülebilir Büyüme ve Rekabet Gücü

Türkiye’nin yüksek teknoloji üretimindeki rekor artışı, ülkenin sanayi altyapısının güçlendirilmesi, AR-GE ve tasarım faaliyetlerine yapılan yatırımlar ve Milli Teknoloji Hamlesi gibi stratejik politikaların bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu başarı, Türkiye’nin küresel rekabette öne çıkması, katma değerli ürünlerin ihracatını artırması ve sürdürülebilir bir büyüme modeli oluşturması açısından büyük önem taşımaktadır.

AR-GE, tasarım ve teknoloji geliştirme bölgelerinin sayısındaki artış ve bu merkezlerde yürütülen projeler, Türkiye’nin inovasyon ekosisteminin güçlendiğini ve ülkenin geleceği için umut vadeden bir tablo çizdiğini göstermektedir.

Benzer Yazılar