TCMB PPK Özeti: Faiz İndirimi Sonrası Dezenflasyon Vurgusu Devam Ediyor

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 24 Temmuz 2025 tarihinde gerçekleştirdiği Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısının özetini yayımladı. Özet, Merkez Bankası’nın temmuz ayında aldığı 300 baz puanlık faiz indirimi kararının detaylarını ve gerekçelerini ortaya koyuyor. Bu kararla birlikte politika faizi yüzde 46’dan yüzde 43’e düşürülmüştü. PPK özetinde, iç talepteki yavaşlamanın ve enflasyon eğilimindeki ılımlı seyrin faiz indiriminde etkili olduğu belirtilirken, dezenflasyon sürecinin sürdüğü ve para politikasında ihtiyatlı duruşun devam edeceği vurgulandı.
İç Talepte Yavaşlama ve Enflasyon Eğilimi
PPK özetinde, iç talepteki yavaşlamaya işaret eden göstergelerin arttığına dikkat çekiliyor. Özellikle tüketim harcamalarının ılımlı seyrettiği, sanayi üretiminin yatay bir seyir izlediği ve perakende ile ticaret satışlarında ise sınırlı artışlar yaşandığı belirtiliyor. Ayrıca, dayanıklı tüketim malları olarak değerlendirilen beyaz eşya ve otomobil satışlarında da gerilemeler gözlemlendiği ifade ediliyor.
Enflasyon cephesinde ise Haziran ayında yıllık enflasyonun %35,05’e gerilediği hatırlatılıyor. Ancak, çekirdek enflasyon göstergelerinde sınırlı değişimler olduğu vurgulanıyor. Temmuz ayında aylık enflasyonda bazı vergi ve yönetilen fiyatlardaki ayarlamalar nedeniyle artış beklendiği, ancak enflasyonun ana eğiliminde ılımlı bir seyir öngörüldüğü kaydedildi.
Hizmet Enflasyonu Hala Yüksek Seyrediyor
Özette dikkat çekilen önemli bir nokta ise hizmet enflasyonunun hala yüksek seyretmesi. Kira, ulaşım ve eğitim gibi alt kalemlerdeki fiyat artışlarının diğer kalemlere göre daha belirgin olduğu belirtiliyor. Buna rağmen, kira artışlarının yıl sonuna doğru yavaşlayacağına dair bazı öncü sinyallerin alındığı da aktarılıyor. Bu durum, gelecekte enflasyonla mücadelede hizmet sektörüne yönelik daha odaklı politikaların gerekebileceğine işaret ediyor.
Makroihtiyati Adımlar Hızlandırıldı
Faiz indiriminin yanı sıra, para aktarım mekanizmasını desteklemek amacıyla bir dizi makroihtiyati adımın atıldığı da PPK özetinde yer alıyor. Bu kapsamda, mevduat hedeflerinin güncellendiği, Kur Korumalı Mevduat (KKM) uygulamasında zorunlu karşılıkların artırıldığı ve bazı faiz uygulamalarında teknik değişikliklere gidildiği belirtiliyor. Ayrıca, Türk Lirası’na geçişi teşvik etmek ve döviz mevduatını azaltmak amacıyla yeni önlemlerin devreye alındığı ifade ediliyor. Bu adımların, Türk Lirasının değerini koruma ve finansal istikrarı destekleme amacını taşıdığı anlaşılıyor.
Sıkı Para Politikası Duruşu Sürecek
PPK özetinde, Kurul’un fiyat istikrarı sağlanana kadar sıkı para politikası duruşunu sürdüreceği net bir şekilde ifade ediliyor. Alınacak kararların veri odaklı, ihtiyatlı ve toplantı bazlı olacağı vurgulanırken, enflasyonda kalıcı bir bozulma görülmesi durumunda tüm araçların kararlılıkla kullanılacağı belirtiliyor. Bu mesaj, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele konusundaki kararlılığını gösteriyor.
Bir sonraki Para Politikası Kurulu toplantısı 11 Eylül 2025 tarihinde yapılacak. Bu toplantıda, mevcut ekonomik gelişmeler ve enflasyon görünümü doğrultusunda yeni kararlar alınması bekleniyor.
Ekonomik Etkiler ve Gelecek Beklentileri
TCMB’nin faiz indirimi kararı ve makroihtiyati tedbirleri, ekonomide çeşitli etkilere yol açabilir. Faiz indiriminin kredi maliyetlerini düşürerek iç talebi desteklemesi, ekonomik aktiviteyi canlandırması beklenirken, KKM’deki zorunlu karşılık artışı ve TL’ye geçişi teşvik eden önlemler ise Türk Lirası’nın değerini korumaya ve döviz talebini azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak, hizmet enflasyonunun yüksek seyretmesi ve küresel ekonomik belirsizlikler, enflasyonla mücadelede risk oluşturmaya devam ediyor.
Merkez Bankası’nın sıkı para politikası duruşunu sürdürmesi ve enflasyonda kalıcı bir iyileşme sağlanana kadar kararlı adımlar atması, uzun vadede fiyat istikrarının sağlanmasına ve ekonomik güvenin artmasına katkıda bulunabilir. Ancak, bu süreçte dikkatli bir iletişim stratejisi izlenmesi ve piyasa beklentilerinin doğru yönetilmesi de büyük önem taşıyor.
Gelecek dönemde, TCMB’nin enflasyon beklentilerini yakından takip ederek, veri odaklı ve ihtiyatlı kararlar almaya devam etmesi bekleniyor. Ayrıca, küresel ekonomik gelişmelerin ve jeopolitik risklerin de dikkate alınarak, para politikasının etkinliğinin artırılması hedefleniyor.